Tıbbi Sülük Tedavisi

Sülük tedavisi bilinen ilk kayıtlara göre M.Ö. 50. yüzyıla kadar dayanır. Sülükler Avrupa’da tıbbi olarak kullanılmaya 15. yüzyılda başlamıştır. Sülük tedavisinin tüm dünyada popüler bir hale gelmesi 19. yüzyılda gerçekleşmiştir.

Söz konusu dönemde Avrupa’nın pek çok bölgesinde sülük çiftlikleri ve üretim tesisleri kurulmuştur. Günümüzde de modern tıp yöntemleri ile birlikte kullanılmakta, uygulamalar uzman ve deneyimli hekimler tarafından gerçekleştirilmekte, bu sayede muhtemel yan etkiler de azaltılmaktadır.

Hirudoterapi Nedir?

Tıbbi adı Hirudo Medicinalis olan ve halkalı solucanlar grubunun bir üyesi olan sülük, yüzyılları aşkın süredir tıbbi amaçlı olarak kullanılır. Hirüdoterapi ise vücutta belirlenmiş olan noktalara sülük konulması, canlının da bu bölgeleri ısırarak biyoaktif salgısını bölgeye bırakması ile gerçekleştirilen tedavi yöntemidir. Sülükler tarafından bırakılan biyoaktif salgı 4 önemli özelliği ile öne çıkar:

  • Kas gevşetici (miyorelaksan),
  • Kan durultucu (antikoagülan),
  • Bağışıklık düzenleyici (immünomodülatör),
  • Dolaşım düzenleyici (mikrosirkülasyon).

Sülük insan derisine ya da mukozalara yapışır ve kan emmeye başlar. Bu sırada tükürük bezleri aracılığıyla hirudin adı da verilen biyoaktif bir madde salgılarlar. Söz konusu salgı kanın pıhtılaşmasını engeller ve böylelikle kanama oluşmasına neden olur.

Aynı zamanda bu salgıda kılcal damarların açılmasını sağlayan histamin benzeri bir madde de bulunur. Salgı içerisinde bulunan anestezik madde ise ağrı oluşumunu azaltır ya da engeller. Günümüze sülük tedavisinin modern tıp yöntemleri ile birleştirilmesi, oluşabilecek yan etkileri de minimum seviyeye indirmiştir.

Hirüdoterapi Nasıl Uygulanır?

Hirüdoterapi uygulaması öncesinde herhangi bir hazırlık yapmaya ihtiyaç yoktur. Fakat parfüm ya da deterjan gibi kimyasal kokular sülük uygulamasını zorlaştırabilir. Aynı şekilde uygulama yapılacak bölgenin terli olması da sülüklerin yapışmasını zorlaştırır.

Uygulamayı yapacak olan hekim tarafından bölge steril bir hale getirilir ve ardından sülüğün bölgeye tutunması sağlanır. Uygulama sırasında sülüğün ilk ısırdığı an hasta tarafından hissedilir.

Fakat sonrasında sülük anestezik bir madde salgıladığı için hastalar tarafından ağrı hissedilmez. Uygulama yaklaşık olarak 20 ila 60 dakika arasında sürer.

Sülük tutunduğu bölgeyi genellikle kendiliğinden bırakır fakat gerekli görüldüğü durumlarda hekim tarafından bırakması sağlanabilir. İşlem sonunda kanamanın durdurulması için pansuman uygulanır.